Yeni bir yıla başladığımız şu günlerde, hiç unutulmayacak ve yaşamlarımızı doğrudan etkilemiş son bir buçuk yıllık dönemi gözden geçirmekte yarar gördük ve durumu özetleyerek aşağıdaki hatırlatma içinde bilgilerinize sunmak istedik.
Saygılarımızla
ADF Yönetim Kurulu
SON BİR BUÇUK YILIMIZ VE 2011
Bir torba kanunla, evvelce olmayan Bağlama Kütüğü kayıt sistemi ve tekne ruhsatnamesi hayatımıza dâhil edildi. ADF, karşı görüşlerini, web sitesinden umuma duyurmuş, sakıncaları ve ağır sonuçları bakımından görüşlerini yetkili makamlarla paylaşmış olmasına rağmen, düzenleme 2009 yılı Haziran ayının son gününde yürürlüğe girdi. Kimi hukukçuların “ucube” olarak adlandırdığı düzenlemenin üzerinden 1,5 yıl geçti. Konuyu, evvelce söz edilen sakıncalarıyla birlikte irdeleyerek, canlı tutmaya devam ediyoruz.
“Değişiklik, amatör denizcilere neler getirdi ve onlardan neler götürdü” sorusunu kısaca “haksızlık ve mutsuzluk getirdi, kalplerden saygıyı, umudu götürdü” olarak cevaplayabiliriz.
Denizin ve denizciliğin amatör cephesiyle uzaktan yakından ilgi ve ilişkisi olmayan bir zihniyetin ürünü olan düzenlemeyle;
1) Ödemekle yükümlü olmadığımız vergi kaldırıldı, kaldırılan vergi yerine daha yüksek harç getirildi:
Mükellefiyeti, teknelerimizin herhangi bir kütüğe/sicile kaydedilmesiyle başlayan, dolayısıyla hiçbir zaman ödemekle yükümlü olmadığımız, ancak bilgisizlik ve ilgisizlik sonucunda 28 yıl süreyle ödediğimiz Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) teknelerimizden kaldırıldı, bir başka deyişle, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu “her türlü yat, kotra ve deniz aracı” kelimelerinden arındırıldı. Arındırıldı, ancak amatör denizci topluluğu da 28 yıllık uykusundan “gitti vergi – geldi harç” şokuyla uyandı.
2) Yüksek oranda MTV ödeyenler düşük harç ödemekle ödüllendirildi, düşük oranda MTV ödeyenler yüksek harç ödemekle cezalandırıldı:
Yıllar içinde teknesini kaydettirmeyi hiç tercih etmeyen (son duruma bakılırsa esasında işin doğrusunu yapan) tekne sahiplerinin tamamı Bağlama Kütüğü’ne kaydolmaya zorlandılar. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar teknelerini kaydettirmiş ve Özel Tekne Belgesi (ÖTB) almış 24.000’i aşkın amatör denizci arasından, yaklaşık 4.500’ü ödemekte olduğu MTV yerine daha fazla harç ödemekle yükümlü kılınarak cezalandırıldı.
Buna karşın, yine yaklaşık aynı sayıda amatör denizci de ödemekte olduğu MTV yerine çok daha düşük boyutta harç ödemekle ödüllendirildi.
3) Ödüllenen de cezalandırılan da bunun anlamını çözemedi:
Ödüllendirilenler elbette ki fazla ses çıkarmadılar, cezalandırılanların yanında yer almaktan çekindiler çünkü “gemisini kurtaran” kaptan oluyordu. Cezalandırılanlar ise seslerini fazla yükseltemediler çünkü karşılaştıkları “oldu- bitti”yi çözemediler. Sonuçta amatör denizci topluluğuna bir buruk duygu hâkim oldu, kimisi şaşkın, kimisi kızgın, kimisi küskün kalakaldılar, şoktan ayılamadılar. Şimdilerde her fırsatta “başımıza neler geldi” diyerek aralarında konuşuyorlar/yazışıyorlar.
4) Harç ödemek zorunlu oldu, ödemeyene iki katı ceza ve deniz yasağı getirildi:
Sözün kısası, tekne sahibi amatör denizciler, tekneleri yaşlandıkça azalan bir MTV ödeyecekleri zehabı içindeyken bu defa her yıl giderek artan vize harcını ödemedikleri takdirde, harcın iki katı tutarında ceza ödemenin yanında denize açılma yasağı gerçeğini zihinlerinde henüz tam şekillendiremediler.
Unutulmasın ki harç, Bütçe Kanunu’yla birlikte her yıl yeniden saptanmaktadır ve önümüzdeki yıl için artışın %7,5 dolayında olacağı tahmin edilmektedir.
5) Gemi Sicili ucuz ve seçimlikti, Liman Kütüğü pahalı ve zorunlu oldu
Yeni düzenlemede harcın, “her yıl yeni tespite göre tekrar ödenmesi zorunluluğu” yanında, “tekne boyuna göre kademelendirilmesi” hiçbir zeminde etik gerekçelerle açıklanamaz. Aynı işlem, aynı emek, zaman ve malzeme sarfına rağmen, sırf teknesi daha uzun olduğu için vatandaştan daha fazla harç tahsil edilmesinin amacı sadece para toplamaktır.
Zira Gemi Sicili’ne kaydolan 24 metreden kısa özel tekneler bir defaya mahsus olmak üzere 108 TL maktu harç öderler. Üstelik Gemi Sicili, Bağlama Kütüğü’nden güçlü ve güvenli bir kurumdur.
6) Boyu 5 metreden kısa (4,99 metre ve altı) tekneleri kaydetmek, ancak harçtan muaf tutmak gibi popülist bir yaklaşımı ise anlamak hiçbir zaman mümkün değildir. Bu popülist yaklaşımla katma değeri yüksek teknelerin cezalandırıldıkları kanısı tartışmalara hâkim olmuştur. Olmuştur çünkü muafiyetin de, her yıl yeniden tahsil edilen harcın da, iki katı ceza yanında denize çıkma yasağının da geçerli/mantıksal bir nedeni yoktur.
7) Türk Bayrağına davet çelimsiz çıktı:
Aynı dönemde, yeni bir tekne alırken, tekne değerinin %27,44’ü oranındaki ve “Türk Bayrağı Satış Vergisi” olarak adlandırılabilecek ÖTV+KDV bileşkesini ödemek yerine, teknelerini başka bayraklar altına sığındırmış amatör denizcilerimizin %1 oranında KDV ödeyerek bayrak değiştirmelerine olanak tanıyan, şartlı ve süreli (üç ay) bir başka düzenleme de yürürlüğe sokuldu. Düzenlemenin yürürlükte kaldığı süre içinde, yurt dışından ve yurtiçinden yeni tekne alan denizcilerimiz de bu avantajdan yararlandılar ve piyasayı canlandırdılar.
Yabancı bayrağı seçmiş tekne sahiplerinin, önce biraz ürkek, sonraları yarışırcasına yararlanmaya çalıştıkları bu yeni düzenlemeden, söylenenlere bakılırsa 1200’den biraz fazlası bayrak değiştirdi, gerisi açıkta kaldı, kimisi de başlamış ancak süre dolduğu için sonuçlanmayan kayıt işlemlerini bırakıp tekrar yabancı bayrağına döndü. Düzenlemenin tekrar yürürlüğe sokulacağı ve kalıcı olacağı yönündeki bütün söylentiler, sevgili amatör denizcilerimizin hayallerini süslemeye bir süre devam etti ve sonra kızgın kuma düşen bir damla su gibi kayboldu gitti. Zaten artık yeniden imkân tanınsa bile, kendi bayrağını taşımanın ağır yükleriyle tanışan amatör denizcinin isteği de kırıldı.
8) İş takipçileri becerilerini yeniden sergilemeye başladılar:
Son zamanlarda, işini kendisi takip etmek isteyen vatandaşların, liman başkanlıklarında -düzenlemenin bürokrasiye getirdiği yük nedeniyle olacak- hayli sert, kaba, senli/benli, getir/götür tarzında muameleye maruz kaldıkları için işlemlerini iş takipçilerine bırakmaya mecbur bırakıldıklarına ilişkin şikâyetler artmıştır. Aracıların üstün iletişim yetenekleri mi, yoksa sorun çözmekteki becerileri mi etkilidir, bilinmez.
9) İşin çözümü yine yargıya kaldı:
Ülke denizciliğini yönetmek, düzenlemek, geliştirmekle yükümlüler, çok iyi bir iş yaptıkları inancı içinde oladursunlar, vatandaş, bu mantık dışı, adaletsiz uygulama sona ermedikçe, kendisini pusuya düşmüş hissetmeye devam edecektir.
Yanlıştan dönmenin erdem olduğunu hatırlatmak/öğretmek yine her zamanki gibi vatandaşa kalınca da haksızlıklar dizisine çözüm, yargı yolunda aranmaya başlanmıştır.
Vatandaşa hizmetle görevli olanlara, denizciliğin bir de “amatörleri” olduğunu hatırlatması beklentisiyle yeni yılınızı kutlar, keyifli, güvenli seyirler dileriz.
Rüzgârınız ve deniziniz dilediğinizce olsun.
Amatör Denizcilik Federasyonu
25 Aralık 2010